Pazartesi, Ekim 31, 2005

mephise bir iki

sonra bu hafta sonuda memphisdeydik. normalde new orleansta yapilan voodoo festivalinin bu sene ikinci gununu memphiste yaptilar (www.voodoo2005.com) bizde gidelim dedik. super insanlar geliodu (him, nin, mindless self indulgence, cake, newyork dolls...) neyse ucuz olsun die biz otobusle gidip trenle donelim dedik.
otobus macerasi yine sabahin 6.30nda basliodu. benim gece 130dan sonra telefonumu kesmisler (uzun hikaye) tabi ben bundan habersiz bi sekilde birlikte gitceemiz arkadasi caldiriyorum (meger ikinci calistan sonra mesaj cikiomus senin telefonu kestik biz die ama ben bi kere caldirip kapatiodum uyandirmiyim die) sonra saat 6da be sefer ariyim dedim, aradim ve gordum gunumu. hemen evden ciktim sabahin 615inde jetonlu telefon ariyorum. neyse buldum. bu arada arkadasta benden haber alamayinca biletleri almaya gitmis. neyse ben hemen metroya atladim, bi sekilde bulustuk ve son dakka golu olarak otobuste yerimizi aldik. ama tabi macera burda bitti diyosaniz yaniliyosunuz. burdaki otobuslerde yer numarasi yok, once gelen istedigi yere oturuyor. yiyecek, icecek servisi? hak getire. zaten otobusler bizim turkiyede servis amacli kullandigimiz cinsten (nerde o deri koltuklu boss otobusleri) neyse 5 saat surecek olan yolculukta toplam bes kere mola verdik. ucuncu molayi mcdonalds'ta verdik. evet mcdonalds. gittik aldik hamburgerleri, herkes arabada yedi. komikti...
neyse memphiste gecen super iki gun sonunda geri donme zamani geldi. bizim tren gece 10.40ta idi, bize bileti alirken 10dan once burda olun demislerdi. biz tabiiki 10da ciktik konser yerinden. 1015 gibi ordaydik. YINE kosarak trene attik kendimizi. bu noktada takdiretmek istiyorum amerikanin trenlerini. iki katli tren hic gormemistim ben. sonra koltuklarini yatirinca altindan ayak dinlendirme vidi vidisi cikanini hic gormemistim. biz tam oha simdi ustumuzu ortucekler derken adam bize yastik getirdi, eh biz koptuk... neyse sakin gecen tren yolculugu st. louisde degil, carbondale, IL'de bitti. ordan otobusle bizi st. louise gotureceklerdi (en azindan bilette ogle yaziyodu). bu sefer otobus yerine minivan ile karsilastik. 9 kisi st. louise gitcekmis. minivanda tam 9 kisilik. biz zaten hava cok soguk die iceri daldik hemen. insanlar valizlarini koydular yerlestiler. eh bizim yanimiza obez biri dustu. (dioduk zaten once iceri girdik die basimiza bisey gelecek)(hayir obez insanlarla bi sorunum yok okuyunuz...). neyse sikis tikis yerlestik. yola ciktik. radyoda 50lerin muzigi caliyodu. bizim yandaki eleman dedi bu istasyonu seviyomusun? bende baktim ne diyosun ya gibisinden. dedim yok valla yeniyim bende bu ise. bi kac kisiye daha sorduktan sonra sofor amcaya radyoyu kapatsana uyuyacaz biz dedi. demez olaydi. sofor kapamiycam dedi, va basladilar kavgaya. en son sofor "shut your fucking mouth, or i'll drop your ass off to the police station"dedi (meali:ceneni kapa yoksa polis istasyonuna goturecem seni gibi - terbiyeli versiyonu) adami bunun uzerine susturdular. biz kala kaldik,. zaten donuyoz bi taraftan. neyse bes dakka gecmedi, yanimdaki islik calmaya basladi, radyoya eslik falan edio. bi taraftan sofor radyonun sesini acti. allahim uyu uyuyabilirsen (saat sabahin 4u bu arada). yine susturdular adami...(ki arkadasi olarak dusundugum insan inince hallederiz falan demeye basladi). bi saat sonra adam beni uyandirdi, elince tren sirketinin brosuru, burda musteri hizmetleri numarasi goruyomusun dedi. dedim uyuyodum ama bi bakiim. goremedim dedim. neyse buldu bi numara kendisi, aradi ve soforu sikayet etti. sonu noldu bilmiom bu ikisinin ama ben tovbe ettim ne otobus ne tren, en guzeli ucak digerek....

Hiç yorum yok: