Pazartesi, Aralık 26, 2005

bi christmas sonrasi kahve keyfi

eveeeet bi christmast daha gecti... yine hicbisey yapmadan, sadece evde oturup bilgisayarda indirigim dizileri izledim. 4400'u yeni kesfettim. hastasi oldum, agustos cok uzun diye dert yanmaya basladim. sonra battlestar galactica'ya basladim, allahtan onun yeni sezonu ocak ayinda basliyomus. american dad ve family guy'i daha onceden kesfetmis (ki yine cok gec bi kesif olmakta bu - maalesef) ve hastasi olmustum. sonrasinda stewie griffin the untold story ile kendimden gecmistim. cidden baskada bisey yapmadim. ha pardon ustune doom'u izledim. gereksiz bi sekilde eglendirici bi filmdi. ozellikle son 10 dakika icindeki birinci sahis kamera goruntuleri "oha koca film boyunca hicbisey yoktu bombayi sona mi sakladiniz" dedirtti. bilen bilir doom bu tarz goruntuyu oyun dunyasina kazandirarak bi cigir acmistir.

sonra buzdolabima deneme amacli bi kac gida maddesi koydum, simdilik yemeklerde bi koku yok. ama ben hala ev sahibini zorlamayi dusunuom. gerekirse mahkemeye veririm sihirli kelimesini kullanmayi. ama once yeni 1 senelik kontrati imzalamak lazim. adam ne dion sen kardesim diyip beni kapi disari yapabilir belli olmaz...

sonra dun myke gecen haftadan fotograf gondermis. ben ki hic kendini begenmis, megaloman bi insan olmamama ragmen, sanirim ilk defa 4 fotografin 4unde de kendimi cok begendim (yok ben cidden anti-fotojenik bi insanim, hic begenmem kendimi, fotograf cektirmem, kameralara kusmus bi insanim - oha). dakikalarca kendime baktim. sonunda ben kiz olsaydim benimle evlenirdim dedim, sonrasindada kizlar icin uzuldum, evlilik kim ben kim dedim (anne bak valla evlenmeyi dusunmuyorum, sen ayberki ever bi an once:)




ben, tina, kirk @ the pub


ben ve paula @ port of call - yemek sirasi


kirk, myke ve ben @ jackson square christmas sarkilar soylerken.


ben, tina ve kirk @ jackson square chirstmas sarkilari soylerken

Hiç yorum yok: